30 Eylül 2010 Perşembe

Gök gürültüsünden hallice...

1 kere sadece 1 kere, arkası gelmemiş çiş müjdecisinin...
Dün okuldan almaya gittim, arabaya bindik, ben sürekli bi iltifat eden halindeyim,
 "ah benim kızım öğretmenine çişim geldi demişte, ah benim kızım büyümüşte, ah benim kızım ne ister bugün benden de" vs.vs.
Gel gör ki bizimki ne beni duyuyor, ne sevecenliğimi...
Bir mızmızlık, bi gıcıklık takınmış üstüne çıkmış okuldan adeta...
Hava karanlıkken birden şalterler atar da her yer zifiri olur ya, öyle attı şalterlerim birdenbire....Karardım aniden...
Gürledim elimde olmadan...
Eve kadar sustuk, konuşmadık...


Tam oturup dinlenecekken, arkandaki sandalyenin altından çekilmesi gibi birşey annelik bazen....

29 Eylül 2010 Çarşamba

Tarihe Not:

Unutmadan yazmalı;

Rüya, öğretmenine "çişim geldi" demiş :)))
Telefondan içeri girip öpecektim kadını nerdeyse:)))
Haketti bugün parkı, şekeri, sakızı :))

Sapanca girişini kaçırdım, geri döndüm buldum:))

 Severim ben öyle dolu dolu geçen haftasonlarını, bugün ne yapsam acaba diye düşünmeden, 2 günün programının daha haftalar öncesinden belli olmasını...Perşembe günü annemle babam geldi, Cuma günü Rüyacık okula gitmedi, anneannesinin ve dedesinin tadını çıkardı, biz de akşamında hala kışa direnen bahçemizde mangal keyfi yaptık..
Cumartesi Mirza' nın doğumgünü - Tatar ismidir - :) Eşim gelip Rüyayı gezdircem diye alıp götürmez mi:)) Çocuk doğumgününde eğlendim arkadaşlarımla açıkçası:))

Mirza' nın doğumgünü gündüzdü, akşamına da babasının doğumgünü vardı, eee hazır annemler de gelmiş, kaçar mı?:)) Eğlendik tabi:))

Haftalar öncesinden demiştim ya, söz vermiştim Pazar günü Sapanca buluşmasına gideceğime, annemleri otobüse bindirdim, 15 dk.içinde karar verip hazırlandık Rüyayla ikimiz, 3 saatlik uykuyla çıktım yollara...


 Giderken iyiydi...O lanet olası mide ağrısı ve bağırsak bozulması olmasaydı eğer herşey daha mükemmel olacaktı....Ama iyi ki gitmişim....En sevdiklerimi gördüm...
Burcum, çokta özlemişim, iyi ki gaza getirdin de geldim:))

Burcum, bak Irmağı da getir bir daha ki sefere çünkü onu da seni sevdiğim kadar çok seveceğim eminim...

Sibelim, ne hissettim biliyor musun? Biz sanki senle yıllardır dostuz, arada bir buluşuruz, seni ömrümde 500 defa görmüşte bu 501. buluşmamız gibi...Seni ilk defa gördüm ama bunu 501'e tamamlayacağım, emin ol:))
Çok sevdim ikimizi:))

Ve Füsun, ne tatlısın sen ki:))
Burcu(ayaz), Güneş ve herkes, çok sevdim hepinizi....

Peki dönüş yolu mu? Devamı burda....

24 Eylül 2010 Cuma

Kale neticede kumdan da olsa....

4.gün bugün...Bazen iyiyim, gayretli, bazen sinirli ama sabırlı...Kimseyle konuşmamak lazım birşeye başladıysan, yalnızca kendinle konuşmalısın en başta nasıl kararı tek başına verdiysen...Öğrenecek, eninde sonunda öğrenecek, yeter ki kalbi kırılmasın...Geri adım atmak yok, o bez çıktı bir kere, bir daha takmak yok.....

Okula gitmedi bugün, anneannesi ve dedesi geldiler çünkü, nasıl şımarık, nasıl mutlu anlatamam...Oturma odasının koltuğunu tükenmez kalemle berbat bir şekilde çizdiği haberi geldi az önce...Sesimin volümü düşse de kızmadım, niye kızamıyorum acaba?

Kumdan kaleler demişken:) Tuğbacığım senin için olsun bu fotoğraf, bu şarkı da :))

Hiçbirşeyiniz kumdan kaleler gibi kolay dağılmasın dileklerimle iyi haftasonları.....

Foto: Mallorca sahillerinden, cep telefonuma takılanlardan...

22 Eylül 2010 Çarşamba

Vesikalık.

Pasaport için çektirdiğimiz vesikalık fotoğrafının versiyonları, çok gülmüştüm bu fotoğraflar çekilirken, ağzını kapatması söylendiğindeki hali hele çok komik:) bknz: en sol alt.
Yüzündeki kocaman sinek ısırığı da ben gibi duruyor.

Ne kadar yorgun halbuki, kreşten yeni çıkmış darmadağın haliyle bile her denileni yaptı:)

Saçlarının rengi haricinde aynı ben, babası her ne kadar kabul etmesede:))

20 Eylül 2010 Pazartesi

Herkesler Fatmagül'ün suçundan bahsederken, ben ağzım beş karış açık, konuya tamamen yabancı bir şekilde dinlemekteyim, ama anladım sonunda diziler başlamış, ben her zaman ki gibi bundan bihabermişim..Uyuma saatini 1 saat ileri mi alsak?

Bugün büyük gün; okula bezsiz gitti benimki, aradım 1 saat önce, 1 kaza olmak üzere hem de kuru sulu karışık, 2 tane de tuvalete isabet ettirilmiş..Sorsam bilenlere; ne zaman "çişim geldi" demeye başlar acep?
*
Cuma günü okuldan almaya gittim, arabadayız, yine gereksiz bir ağlama krizine girdi, ben ona kızdım ve o da bana aynı benim ona kızdığım şekilde kızdı; 1 kerede kapıyorlar, çok dikkatli olmak lazım..İşin kötüsü(iyisi) kızarken ne kadar çirkin olduğumu gördüm...........

17 Eylül 2010 Cuma

Tuvalet eğitimi gerekliliği:))

2 aile gittik tatile, kızları Rüya' dan 4 ay büyük..
Bizimkiler deniz kenarında çocuk havuzu doldurdular, gözümüzün önünde olsunlar ve de oyalansınlar diye...
Rüya aynen fotoğraftaki gibi oynarken, ben ve arkadaşım Serkan hemen Rüya' nın yanında oturuyoruz, aramızdaki diyalog şu şekilde;

Serkan; -Rüya' ya bak, çişini yaptı, suyu nasıl bulandırdı :))
Elif; -Serkan! Bence o hiç çişe benzemiyor:)) Daha büyüğü:))
Ve ben fırlayarak yerimden kalktım ama iş işten geçmişti:)

Daha sonra o havuzu ve çıkan maddeleri temizlemek için eşim ve ben en az 45 dk.uğraştık, etrafa çaktırmamaya çalışmakta cabası:)
Temizleme işlemi tamamlanınca hızla uzaklaşıldı:))

Galiba tuvalet eğitimine artık başlamam lazım:))

16 Eylül 2010 Perşembe

Okul yolu bi düz gitse:)


Şu çocuk milleti hakikatten bi garip; 5 dakikalık zaman içersinde, hem duygusal, hem sevinçli, hem neşeli, hem sulugözlü, hem agresif, hem yardımsever, hem , hem, hem olabiliyorlar...
Bu demek oluyor ki; bu durum karşısında onu her zaman iyi modda tutmaya çalışan anneye olanlar oluyor:))
30 yaşından sonra bünyeye ağır geliyor:))
Her sabah okula giderken, her akşam okuldan almaya gittiğimde, karşısında nasıl ezilip büzüldüğümü gören acır halime, bi sen acımadın ya ben ona yanıyorum :)

15 Eylül 2010 Çarşamba

Bi çorba nefretliği, bir de uyumaya karşı alerji baş göstermiş durumda..
Çorbanın her türlüsünden nefret eder durumda; birisi zorla çorba mı soktu burnuna bilmem:)
Uyumak istememesinin sebebini biliyorum ama:) Kreşe başlamadan önce kaldırmıştık ya öğlen uykusunu, eee şimdi kime geçer kaprisi, uyutuluyor tabi tıpış tıpış...
"Ben uyumijam" diyor, ama sürekli:))
"Sen uyuma kızım, dinlen biraz" diyorum:)

Haa unutmadan yazayım;
Öğretmenine "Şeni şeviyoyum" diyomuş..
Kadın mest:)
Tatilde rejim olmaz mantığında olanlardanım ben, ama insafın kurusun arkadaş, yemenin de küpüne girilmez ki, hadi ver şimdi bakalım bir haftada aldığın ve öncesinden de ilave olan kiloları...
Ahh açlıktan ağrıyan şu baş ağrısı da olmasa:))

14 Eylül 2010 Salı

Mallorca tatili...Enerji geri dönüşümlü...

Giderdik, gidemezdik, yok vizeler yetişmedi, yok Rüya' ya pasaporttu derken, 1 hafta tüm gövdemi, bedenimi, ruhumu dinlendiren bu tatil...
Çok fazla foto var, 500' e yakın...
Çok fazla söze gerek yok...
Ben susayım fotoğraflar konuşsun:))

Şu yukarda oturan şirin kız var ya,
Hiç sorun çıkarmayan, bizimle birlikte aynı tempoya uyan prensesim,
onunla, bir turist rehberinin peşinden koşularak yapılan turlu tatillere bile katılabilirim,
hiç eziyet etmez, aynı koşuşturmaya uyar eminim.
Unutulacak bir tatil onun için, 2.2 yaşındaki ilk yurtdışı seyahatini yaptı, fotolar daha çok onun için aslında, ona hatıra olsun diye...