27 Kasım 2014 Perşembe

1.SINIF BİR HAREKET

     

Dün bir arkadaşım mesaj attı, "tesadüfen bloğunu okudum, yazmalısın" dedi.. Sonra düşündüm, bu 1.sınıf hakikatten bir "yazmalısın" dönemi... Çok renkli, çok iniş-çıkışlı, çok gergin, çok acıklı, çok sorumluluklu, anneliğini hissettiren, anneliğinden nefret ettiren, çocuğuna başka açıdan baktıran vs vs. bir dönem.. Gerçekten anlatmakla bitmeyecek ve aslında hatırlarda kalmaması gereken bir dönem.. Ama yazalım ki, ilerde, eh biz de biraz emek vermişiz diyebilelim...

Yan yana oturup da ödev yaparken, kafamı ona çevirdiğimde şöyle düşünüyorum; ne kadar küçük, burnu, yanakları.. saçları bile daha ipekcik.. elleri minicik.. öyle masum, öyle ilgiye muhtaç.. Derse her başlayışımızda, derin nefesler çekip, onun her şeyi  yeni öğrendiğini, sabırlı olmam gerektiğini, yanlış bir davranışın onu soğutabileceğini göz önüne alarak başlıyorum... Buraya kadar her şey pozitif, hani seviyorum ya zaten kurşun kalemleri, silgileri, beyaz defterleri, güzel geçecek ödev saatlerimiz, hazırım(z), "hadi kızım, önce okuyacağız, sonra ben söyleyeceğim sen yazacaksın, okuyor okuyor, iyi gidiyoruz.. derken biraz tansiyonum çıkıyor, biraz başıma ağrı giriyor, biraz kendimi sıkmaktan bacaklarım ağrıyor, içime bir canavar kaçıyor, höh nasıl okuyamıyor derken çocuğu ikiye ayırasım gelmiyor değil...
Olsun canım, kim öğrenememiş okumayı, yazmayı, öyle ya herkes gibi o da öğrenecek...

Ben mi? yok canııım, kim tansiyon hastası olur ki 1.sınıf annesi olduğu için... ı-ıh cık yok öyle bişi...

9 Nisan 2013 Salı

Büyürken.

Güzel, yoğun, kalabalık bir hafta sonu geçirdik,
ailen yanındaysa yorgunluğun, koşturmanın hiçbir zorluğu yok, ta ki gittikleri güne kadar...
 
Bir de mutluluklarımıza şu sürekli ve sebepsiz ağlamalarının bitmesi de eklense herşey daha da güzel olmaz mı be bebeğim!
Babam dedi ki; sen de böyleydin, hep aksiydin...
E o zaman ağlamalara karşıda sinirlenmelerim bu yüzden demek ki:))
 

3 Nisan 2013 Çarşamba

Yine.

 
Böyleyiz biz işte:)
Küçük Rihanna şeklinde..
Nerde kaldık, nasıldık, ne yapardık geriye dönük bakmam lazım ama çokta değişmedik aslında,
Yine enerjik, yine pozitif, yine özgür, yine zamane, yine neşeli Rüya..
Belki gene gelirim, özlemişim burayı...
 

26 Nisan 2012 Perşembe

Bahar gibiyiz bu aralar...

Bir barbie' li biliset ( bisiklet) aldık, son günlerimizin favorisi...
Evde, sokakta, parkta, yani her zaman yanında olmasını istiyor,
Şaka maka çokta güzel sürüyor...
**
Geçen gece uyumaya gittik;
Anne: iyi geceler canım, seni seviyorum,
Rüya: Ben de beni...hahahha şaka şaka ben de seni seviyorum...

11 Nisan 2012 Çarşamba

Sen uyurken


Eve geldiğimde halının üstünde uyuyakalmıştı..
Sessizce ve hızlıca üstümü değiştirdim, hızlıca makyajımı sildim ki bir an önce onu yumuşak yatağına yatırayım diye.
Kıyamadım, en sevdiği yere; kendi yatağıma yatırdım, hiç uyanmadı taşırken, ilk defa uyanmadı.
Yatırdım, ellerini öptüm, terlemiş boynundan saçlarını çektim, dayanamadım kokusunu içime çektim.
Hala,hala, ve hala ve sanırım her zaman bu böyle olacak; bundan daha fazla hiçbir kokuyu bu kadar sevemem dedim.
Nefesini çektim.
Pamuk yüzünü sevdim.
..Ve kendimi dünyanın en şanslısı ilan ettim.
Uyudum...

6 Nisan 2012 Cuma

Neyin nesi adlı şiirim...


Ciddi anlamda bende bir problem olduğunu düşünüyorum artık;
Yetiştiremiyorum ben bu çocuğu...
Avm'de kendini yerlere atarak ağlama da neyin nesi?
Ve benim, bu ağlama karşısında istediği şeyi ısrarla yapmamam da neyin nesi?
Ya, tüm akşam sinirimin geçmemesi de neyin nesi?
Hadi onu geçtim de, beni anlamasını, benim onun için yaptıklarımı görmesini ve içten içe benim halime üzülmesini istemekte NEYİN NESİ?

Ben kendimi bile büyütememişken bu çocuğu nasıl büyüteceğim?
Kendimdeki bu acizlikte neyin nesi?

5 Nisan 2012 Perşembe

geçen seneden kalma fotolar...

Makinamdan yeni bulduklarım.....


İnsan, en eskisine daha çok özlem duyuyor...
Uzak geçmişim çok daha fazla burnumda tütüyor...Elinden kaydıkça yıllar, özlemin en eskiye gidiyor...
Yaşadıklarının mazi olması, bir an düşününce acı veriyor...Sonra geçiyor...
Yaşlanmak -hadi ona yaş almak diyelim- böyle bir şey sanırım...

İstiyorum ki en eski yılları çok mutlu geçsin, ben hep yanında olayım...Annem beni sevgi içinde büyüttü desin, sevgiyle büyüdüm, en önemlisi -ilgiyle- büyüdüm desin...

3 Nisan 2012 Salı

5 çok erken!

Karmakarışık oldum, ne yana saldıracağımı şaşırdım;
İlkokula gidemeyecek kadar bebek,
Hala bebek takliti yapıp, mememden süt emiyormuş gibi oyun yapan ama tüm bunları yaparken de kendinden çok farklı olmayan minik bir bebek...
Oyuna dalınca üstüne çişini yapan, klozete tek başına oturamayan bir bebek...
Hatta boy, kemik olarak standartların altında...
Nasıl gönderirim?
5 gerçekten çok erken:(((

Birileri, biz buna DUR! diyelim....