Ne çok şey oluyor bilseniz...
Her gün yazmak ümidiyle başladığım günden, yarına erteleyerek çıkıyorum...
İç sevincimin yüksek olması lazım bloga yazı yazmam için...
Kötü şeyler yazdığım günler de bile iç sevincimin olması lazım bunu anladım...
**
Geçen ay dişlerine bakma ihtiyacı duydum Rüyamın..Tam 20 adet diş hepsi de normal boyutlarda...Hiç hissettirmeden çıkmış son dört, tıpkı diğerleri gibi üzmeden...
**
20 Aralık günü tam 2,5 yaşını doldurdu, içimden, ufak bir pasta üflesek mi diye geçti, çok çabuk geçmiş olmalı ki, unutmuşum bile:)) 2,5 yaşın kutlu olsun bebeğim..
Bebeğim demişken; asla kabul etmiyor, ben bebek değilim, ben büyük ablayım, diyor, Bense; evet büyük ablasın ama benim her zaman bebeğimsin diyorum, kabul etti bir keresinde ama ertesi gün yine reddetti:))
**
Geçen hafta gözleri biraz çapaklı, biraz sulu uyandı, akşamına doğru doktora gittik; Konjonktivit..Annem de demişti zaten...10 gün ve günde 4 kez damlatılacak olan damlamızın 6.günündeyiz, ilkinde ağlaması normal tabi, şimdi damlasını kendi açıyor, kucağıma tersten yatıp, her damlada sıçrıyor, gözde ufacık bir aralık bulabilene aşkolsun:))
Göz damlamızı almak için eczanede beklerken, içeri kısa süreli giren kasklı ve siyah giyimli ilaç kuryesi dışarı çıkınca, bacağıma sımsıkı sarılıp, "anne, robot geldi, gördün mü?" demesi eczanedeki herkesi çok güldürdü:)
Geciktirdiğimiz Hepatit A aşısını da aradan çıkardık...
**
Uyum konusunda tahtalara vurmalı, hep öyle oldu aslında, çok istediği bir şeyi bile güzelce anlatırsam kısa sürede ikna olabiliyor..Yalvarmaklı ve izin istemeyi de içinde barındıran "Olur mu? soruma hep "olur." diye cevap vermesi onu benden -yemin ederim ki- daha verici yapıyor...
**
Onunla ilgili sadece 2 sorunum var; birincisi; gereksiz ağlamaları, bazen bu yüzden çileden çıkabiliyorum...İkicisi; uyuma süremizin çok uzun olması, hadi buna alıştım artıkta, ağlamalar konusunda sürekli strateji geliştirmekten şişiyorum çoğu zaman.
**
Nihayet yılbaşı ağacımızı kurduk, arkadaşlarımız gelmese yine de olmayacaktı, en çok kızım sevindi, bunu ben taktım anne diyor her bir süs için, bunu da Tadir(Kadir) taktı....
Dün çağırdı beni yanına, "anne, sarıldım ağacımıza, fotoğrafımı çek" dedi. Cep telefonumla çektim, makinem evde değildi.
Kardam :) adamları marketten kendisi aldığı için onlar ona ait, sanki ağaç kimin için yapılıyosa, ağacın tümü senin bebişim :))
Ben de girdim nihayet yeni yıl havasına...
Dileklerim var, herkes gibi...
Olmasını istediklerim...
Evrene, sevdiğim herkes için mesaj gönderdim...
2011 aracı olur musun?
**
Geriye dönük yazılarıma baktığımda, en sevdiğim dönemlerini o dönem sandığımı anlıyorum, onu bilmem ama konuşmasının en tatlı olduğu dönem kesinlikle bu dönem...Hele -k- yerine -t- demesi en çok sevdiğim..
**
Sadece benim gözlemim değil, öğretmeni de aynı şeyi söylüyor; dikkatini uzun süre bir şeye verme konusunda çok iyi (benim tan zıttım), geçen gün okula onu almaya gittiğimde, boyamasını bitirmeden gittiğim için ağladı, sınıfta yanına oturdum, küçücük sandalyelerinde onu bekledim, hem ağladı hem boyadı:)) Bitirince çıktık :))
Bir resmin boyaması bitmeden asla bırakmıyor, dünya ile ilişkisini kesmeden hem de, laf ile iştirak ederek ama asla yarım bırakmayarak...
**
Bir bankacı ona kumbara getirmiş..
Anahtarı nerde bunun diye sordum,
Anahtar yok bankaya geleceksiniz deyince yutkundum,
hala götüremedim o kumbarayı eve,
ya içindekileri çıkar derse...
Önceden gıyaben tanıştırdım bakalım onu kumbarayla...
Uzun uzun anlatmalı;
Doldurunca biz değil, bankacı abla açacak diye...
Ya bankada o paralar benim diye tutturursa...
Onu da anlatırız herhalde:)))
Allah çeneme zeval vermesin :)))