30 Eylül 2009 Çarşamba

Öyle böyle...

Her Salı eve giderken önünden geçtiğim pazardan aldığım meyve sebzelerin yanında muhakkak mısır alıyorum, çok seviyoruz , mevsimi geçmeden yerli mısırlarla dolduruyoruz mideyi...
Pilot abla o ağızdaki emzik ne ola ki??


Bahçe delisi...Dün elimden tuttu beni üst kata çıkardı, sandalyede asılı hırkasını çekiştirdi,giydirtti, ayakkabılarını gösterdi, tekrar tuttu elimden alt kata indik, kapıya götürdü beni, zorla dışarı çıktık...
En sevdiği yemek anladım ki biber dolması, dün tam 3 tane yedi, artık yutabiliyor, şu yazımda da yazdığım üzre hiç yutamayacak sanıyordum, mısırı öyle bir dişleye dişleye yedi ki o yedikçe ben de yedim:))
Mama sandalyesinin kemerlerinin bağlı olmasına rağmen içinden sıyrılıp ayağa kalkmayı başarıyor, hatta inme teşebbüsünde bile bulunuyor,fındık kurdu dakka durmuyor...
Evde sinek gördüğünde kışt diye kovuyor, onun kıştı şşş şeklinde ve hafif sesli tabi...
Çiş demeyi öğrendi, ilk defa dün dedi....
İçine şekiller atılan oyuncağından hemen sıkılıyor,
üst üste kule yapılan oyuncağını kule yapmayı başardı dün ama benim dürtmemle, yoksa içlerini açmak en büyük zevki, benim yaptığım kuleleri yıkmak ta....

29 Eylül 2009 Salı

huysuz ve tatlı kız...

Bu haftasonumuz, canım arkadaşım Burcu'nun akrabalarının düğünü olması münasebetiyle Eskişehire gelmelerinden dolayı özlem gidermeli, küçücük fırsatlarda buluşmalı, mutlulukla geçti... Rüzgarsız esti buralarda...
Biz şurdaki kuafördeyiz demesiyle hoop kaptım Rüyamı atladık arabamıza, dooğru Burcumuzun yanına, kapıdan girdiğimi görünce şaşırdı,ortaokul-lise arkadaşımı yıllardır görmemiştim ama hep görmüşüm gibiydik.....İyi ki geldin...Hep gel...Hatta yerleşin....

Dün işten eve gittiğim andan itibaren Rüya sanki bir mızmızlık balonunun içine girdi ve bir türlü çıkamadı yatana kadar..Bakıcımız, "tüm gün o kadar iyiydi ki,hep seni gördüğünde yapıyor" diyor sürekli.Babasını da beni de çıldırtmayı başardı. Normalde o kadar iyi huylu, uyumlu, söz dinleyen çocuk zaman zaman nöbet değiştiriyor..Birşeyi yapmaması için 15 defa tekrarladım kızım yapma kızım yapma, yaptı, sesimi 1 volum yükselttim ister istemez,yapmadı ama ağladı,tüm gece bu tip durumlar yaşandı, üstüne gitmemek, dikkatini başka yöne çekmek için,sinirlenmemek için kendimi o kadar kasmışım ki bacaklarım ağrıdı resmen...O kadar çok şey yazıp çiziliyor ki, ben nasıl davranacağımı şaşırmış durumdayım,kendime göre doğrularım var ama sonuçları tatmin edici olmuyor bazen.Kendime tek tavsiyem Sabır Elifcim sabır.....

28 Eylül 2009 Pazartesi

Bahaneymiş....


Defalarca söz veriyorum kendime; konu ne olursa olsun,tutamamak en büyük rahatsızlığım, büyük küçük bir sürü söz bir sürü karar, içimden "bunu böyle yapmayacağım artık". Ama uygulayamadığım noktada omuzlarım düşüyor,kendime güvenim azalıyor, sözlerimi tutacağım diye bir daha söz veriyorum......

.


Kendime veripte tutamadığım sözlerim alışılmış benim için, aslında en büyük gayem kızıma verdiğim sözleri yerine getirmek, şimdiye kadar başardım şükür ki; 15 aylık bir bebeğe şimdiye kadar verilmiş sözler ne olabilir ki; - Mamasını yemeden önce parmağıyla gösterdiği bahçeye çıkmak istediğinde; söz kızım yemeğini ye çıkaracağım; her seferinde yerine getirdim. Gezerken gördüğü parka gitmek istediğinde; tamam anneciğim ama önce bir yer bulup oturalım,söz getireceğim seni salıncaklara, her seferinde götürdüm, bunun gibi yapılası sözler....

.

Büyüdükçe verdiğim sözler de büyüyecek biliyorum, kendime davrandığım gibi davranmamak için güç istiyorum kendime...İşe kendime verdiğim sözleri de uygulayarak başlamalıyım sanırım.Bak yine söz verdim.....

25 Eylül 2009 Cuma

Gözlerinden de büyük kalbin....

Karnının ağrısına, günde 6-7 kez yapılan kakadan dolayı pişen poposuna, yemesine rağmen yediklerinin 12 saati geçmeden kendilerini bezde bulmalarına, burnunun akmasına, altını değiştirirken acısından bacaklarını kaskatı yapıp benim geçti kızım diye yalvarışlarım karşısında gözyaşlarının yanaklarından süzülmesine, dişinin emziğini kopartacak derecede kaşınmasına, tüm bu sebeplerden dolayı uykusunu bile rahat uyuyamamasına rağmen.....Bana sarılırken sırtıma pıt pıt vurmaya, babasının geldiğini duyduğunda elini ağzına götürüp kahkaha atmaya, biz herhangi bi sebepten güldüğümüzde o da konuya kendini de katıp bizimle birlikte ahahah diye gülmeye, hiçbirşey yokmuşçasına neşesinden birşey kaybetmemeye devam ediyor. Gece 10 defa uyanıp, hıçkıra hıçkıra ağlamasını yok sayıyorum bu sebeplerden....
Not: Bu fotoyu bizim için hazırlayan canım arkadaşıma da sonsuz teşekkürler....

24 Eylül 2009 Perşembe

Karmaşık...

Fotolar günlere göre karışık olsa da , bloguma girebilmenin sevinciyle hiç bakmadım sıralamaya falan, aslında evden açabiliyordum ama Rüyacığımla yazmak veya okumak ne mümkün, kucağıma çıkıp mauseu bir eline diğer eliylede tuşlara bastığı için pes ettim evde bilgisayara..

Çok özgür kız ,gerçekten kendine has tavırları, bi özgüven halleri var sürekli.Ben bişeye kızdığımda hafiften kafasını öne eğip,gözümün ta içine bakıp o da bana kızıyor,ahh diye.Gülmemeye çalışıyorum ama öpmeden de duramıyorum. Bazen sevmenin dozunu kaçırıp, orasını burasını mıncıklıyorum(ayı yavrusunu severken öldürürmüş)

Bayram tatilimizin son günü Bozcaadaya gittik,kısa süreli bir gezi oldu ama değdi, bu tatil defalarca vapura bindi Rüyacığım.Havanın serin olmasından ve zaten bayramdan önce başlayan burun akıntılarımıza acil önlem almaya çalışsam da sanırım azıcık şifayı kaptık.

Geliboluda dedesinin kucağından bize işve yaparken....

Tatile çıkmadan önce gittiğimiz bir iftar yemeğinden sonraki gösteriyi çok severek izledi hatta bir ara kendini sahneye atma teşebbüsünde bile bulundu..
13.dişimiz de çıktı,köpek dişi..Yine üzmeden,üzülmeden...
Köpekler napıyo kızım?
Hov hov..
Kediler napıyo kızım?
Hov hov.
Ama o ağzın yusyuvarlak ve çeneden gerilmiş hali ve kaşların da havaya kalkışı benim içimde ne kadar yağ kütlesi varsa hepsini eritmeye yetiyor, öperken dişlerimi sıkmaktan çeneme ağrılar giriyor:)))
Hala anne demiyor, baba diyor bana.
Zor kelimeleri söylemeye devam, babasına sesleniyor uzaktaysa...
UVA...(Ulaş)
Uvaaaa....
Arabaların adı Dİ (düt).
En kötü şeyde, istediği olmadığında çığlık atıyor, bu nasıl geçecek bakalım...

15 Eylül 2009 Salı

Karşınızdaaaa Yüya...


2 günden beri işyerimden bloglara giremiyorum,bugün laptopumu eve getirdim ve hemen blogumu açmayı denedim, ne mutlu ki açıldı,sonra düşündüm de; başka hiçbir yere kayıt yapmıyorum yazdıklarımı, eğer bir gün bu site çökerse naparım(z).

Şu an kısıtlı bir zamanda yazıyorum çünkü minik kuşumu babasına emanet ettim ve sürekli bana sesleniyor "Babaaaaaaa". Bende her seferinde ona cevap veriyorum "Kızım, baba değil anne, benim adım anne" O da bana cevap veriyor" Abaaaaaaaa".Ve bu durum hergün sanırım 15-20 defa konuşuluyor.
Gelelim diğer konuştuğumuz yeni kelimelere; Sayıyorum;
1-....
2-....
3-....
Evet maalesef Aba,baba,dede,mama,meme,gel dışında konuştuğu başka kelime yok diyecektim ki, o bana 2 gündür sürpriz yaptı veeeee,
bir kelime daha eklendi, ne mi? ıh ıh -Anne değil tabi ki,
YÜYA...
evet adını söyledi, elinde oyuncak telefonu;
_ayo yüya........

11 Eylül 2009 Cuma

Maskeli balo....

Akşamları haber(tv) seyredemediğime üzülsem mi sevinsem mi bilemedim bugün işe geldiğimde, boğazımda kocaman düğümler açan sel haberleri,deprem haberleri ve bloglardan okuduğum duygu yüklü yazılardan sonra motivasyonum yerlerde sürünürken benim yavrumla yaşıt küçük Dila'ya içim kan ağlarken, şükretmek....
Oysa daha güzel bir anlatımla yazacaktım şirinemin maskeli görüntülerini...Arkadaşımın 3,5 yaşındaki kızının maskesinin sen yüze takılacağını nerden bildin de gelip taktırdın bana...Fotoğrafını çekmek hep zordur Rüyanın, özellikle arkasını döner ve ben yakalayabilmek için her türlü akrobasiyi denedikten sonra çekilmiş 50 tane fotodan sadece 3-5 tanesi işe yarar durumda...


Birşey sorduğumda memesini ağzından çıkarıp tamamen uydurmasyon bir dille , içine mimikte katarak,kafasını sallayarak anlatması görülmeye değer, benim için ölünesi....
Bezini değiştirdikten sonra, kirli bezini alıp doğru banyoya gidiyor, çöpün ağzını açıp içine atıyor ve yere koyduğu çöpün kapağını kapatıyor.Ben yönlendirmedim,ben öğretmedim,tamamen gözlem üzerine yapıyor....

10 Eylül 2009 Perşembe

....

Yine sabah yine radyo yine damar.....
Yeni bir sabah....
1 gün daha ilave yaşımıza....
Geriye dönüp baktığımızda elde ne????

Devam...

Toplamda 12 adet dişi var kuzumun; ön dişler,yan dişler ve birinci azılar tamam. Köpek dişleri de kabarmış durumda... 2 gündür sabahın 5'inde kalkmasından dolayı ve en az 2 saat tekrar uyutmaya çalıştığımdan dolayı sinirlerimin bazı ipleri koptu, bazıları da koptu kopacak.Dış etkiler, iç etkiler üstüne tuz biber olmasa olmazlar.
Hayat, sen böylesin de ben hala neden 30 yıldır değilsindir belki diye uğraşıyorum.

9 Eylül 2009 Çarşamba

Keşke....

Keşke böyle olmasaydı.................

8 Eylül 2009 Salı

Özgür kız parklarda....

Çocuğum ol(a)mazken çok imrenirdim; hani anneler şöyle yanda,kalça kemiğinde taşırlarya çocuklarını, nasıl hoşuma giderdi anlatamam(özentilerim bile ilginç benim:).Benim de olsa bende öyle taşısam derdim.Çok mu içten istemişim bilmem Rüya hep öyle durur kucağımda,hemen yerleşiverir ayaklarını açarak. Saatlerce inmediği olur kucağımdan ve ben her seferinde şükürler olsun derim o bacaklarını gövdeme sararken...

Bu videodaki yürüyüşten sonra da aynı şekilde kollar uzatıldı bana,hooop atladı kucağıma,ben hem arabasını sürdüm hem de onu taşıdım...

Sırtımın belimin ağrısı huzurumun yanında hiçti.....HİÇ.....

7 Eylül 2009 Pazartesi

Mutluluk O'dur...

En sevdiği park aleti kaydıraklar, tersten bile bindi. Bir iki kere kucağımda kaydık bu kaydıraktan ama ne kayma; elimle ittire ittire,hiç keyifli olmadı Rüya için, benim içinde:)))
Napsın kuzucuk kendi başının çaresine bakmak istedi..
Yazın son zamanlarının tadını çıkarmak için haftasonu tüm parkları gezdik...


İşin suyunu çıkarmak diye buna derim ben, yüzdü resmen kumlarda...
Kızım yatma yerlere deyince yanlış anladı beni; kafasını da koydu:))

Kaydırak gibi tahteravalli de tersten.Sanırım ters bi kız bu kız...
Bakışlardan belli değil mi terslik:)))

Bu haftasonu ilkleri var;
* İlk defa kaşındığını gördüm,kendi kendini kaşıdı,kafasını....
* Gece kamerasından bir ses; Abaaaa....
İlk defa ağlamadan uyandı ve bana seslendi,sevinçten uçarak gittim; yanına yatmam için yastığı gösterdi, mutlulukla yattım yanına, kolunu boynuma doladı....

4 Eylül 2009 Cuma

Hayat bayram olSA....


Dün çıktım işten, eve giderken açtım radyomu,dilimde tüm gün dolanmasına sebep, çok hoşumada gitti, hele de Sezenden dinlersen daha da mis, tık..

Düşünürsün arabada eğer yanında kimse yoksa, nerden aklıma geldi bilmem;

- Rüya hanım siz nerelisiniz?

-Eskişehir.

Garip geldi, cevabı benle aynı değildi...............


Se salarım var bisürü hemde;
* Ben sabah evden çıkarken arkamdan ağlamasa,
*Okuduğum kitabı bitircek zamanım olsa,
*Rüyayı akşam uyuttuktan sonra kalkmaya takatim olsa,
*Hergün misafirim gelse,ya da biz gitsek,
*Ablam,annem,babam bana daha yakın otursalar,
*Eşim eve biraz daha erken gelse,
*Ben eve geldiğimde Rüya sürekli naz yapmasa da tadını daha çok çıkartsak,
*Kızımsız dışardaysam, sürekli içimdeki hadi biran önce eve sesi beni rahat bıraksa,
*İstediğim kiloya insem,
*Koşu bandını kullanacak zamanım ve dermanım olsa,
*Yatak odasına bir türlü alamadığım komodini almaya gitsem,
vs vs.....

3 Eylül 2009 Perşembe

hav havmış güya...

Sevgili Zeynep yardımcı oldu sağolsun bende bu video yükleme işini başardım.

Suyunu çıkarmak istemem ama bir tane denemeden edemeyeceğim..

2 Eylül 2009 Çarşamba

Bakıcı- Son durum


Yaklaşık bir ay önceki yazdığım yazılarımdan da hatırlanacağı gibi beni derinden sarsan,ömrümden ömür giden günlerim olmuştu bakıcı derdi yüzünden;

Uzun zamandır bu konuya değinmediğim için yazmak istedim,seyirci bilsin diye(Orhan Pamuk gibi yazdım:)).

29 Temmuzda başlamıştı bizim yeni bakıcımız, Rüya nihayetinde alıştı sayılır, sayılır diyorum çünkü bir olay bekliyorum ki o gerçekleşmedi henüz, şudur; saat 6 da bakıcı giderken-dışarı çıkmaya bayıldığı için- kucağına atlamak ve dışarı çıkmak istemesini bekliyorum, henüz gerçekleşmedi.Diğerine atlıyordu çünkü.

Onun haricinde, bu bakıcımız biraz soğuk bir kadın,Rüyayı seviyor,anlıyorum,çok sık öpmesi yasak olduğu için kokluyor,içten yapıyor.

Sayılır demiştim ya; bir de ben eve gelince asla bakıcısına gitmiyor,ayakkabısını bile giydirmiyor,ben bunu büyüdüğüne bağlıyorum.

Bizim ilişkimize gelince; şimdiye kadar söylediğim hiçbirşeye itiraz etmedi,yorum yapmadı, benim kafam bu açıdan çok rahat.

Rüya artık ona da cilve yapıyor,kabullendi.

Geçen gün eve girdiğimi görmediler; ilişkileri oldukça güzeldi,sakin sakindiler.
Diğer bakıcısı kadar bağlı değil farkındayım ama sebebini bilemediğim bir şekilde içim daha rahat...

1 Eylül 2009 Salı

Çayımı üfledi...

* Üflemeyi öğrendi kendi kendine; çorbasını üflerken ben, bir baktım o da üflüyor, nasıl miniş bir ağız...

*İnatlaşmayı iyiden iyiye öğrendi; istediğini vermeyince ağlıyor,almak için mücadele ediyor...

*Saklambaç oynuyor; oldukça başarılı...

*Çok gülüyor, esprilerimi anlıyor...

*"Hayır" kelimesine uymuyor,zıttını yapıyor...

*"mama" desene anneciğim dediğimde, söylüyor,ben sevince şımarıyor...

*Tüm uzuvlarını biliyor...

*Yatağına yatmam için eliyle yastığı gösteriyor...

* Ben onu severken sırtına pıt pıt vuruyorum, o da bana pıt pıt vuruyor...

* Uyuturken defalarca kendini öptürüyor...

*Şikayet etmeyi öğrenmiş; dün oyuncağını vermeyen arkadaşını anında babasına şikayet etti(eliyle arkadaşını göstererek)

*Numaradan ağlıyor...

*Evdeki bisikletine hiç yardımsız biniyor...

*Bilgisayardan onun videolarını izlettiğimde büyük insan gibi ara ara gülüyor...

*Suyu biberondan değil bardaktan içmek istiyor, hemde kendi içmek istiyor...

*Konuşma hala bir iki kelimeden ibaret; sesini duyuramadığında daha sesli çağırıyor...

*Eskisi kadar insanları yabancılamıyor...

*Küpelerimi artık çekiştirmiyor...

*Bizim yemeklerden ekmek bandırıp yiyor(Benim için en harika madde bu)


Ben mi;


* Uyuma konusunda 1 haftalık dönemi atlatayım,kendi odasında(4 aylıktan beri kendi odasında uyuyor ama bazen kucak isteyip,benim odamı gösteriyor, bazen de açıyor gözlerini 2 saat uyumuyor) uyusun derdimi; geçen gece onun yatağına kafamı dayamış uyumasını beklerken vazgeçtim....Ben onu nasıl bekledim, büyüyünce zaten istemeyecek benimle yatmayı, neden ağlatıp kalbini kırıyorum dedim kapalı gözlerime hükmederken ve içimi geçirmemeye çalışırken. Cuup atladım yanına, sarıldım doyasıya, mutluluktan uyuduk...Uyuyunca gittim yatağıma, uyanınca girdim yatağına... Yanlış manlış ben böyle anneyim, beğenmeyen dinlemesin bandosunun en birinci üyesiyim...