30 Haziran 2009 Salı

Hahhayt:))

Kelebek konmuş gibi:)))
Cumartesi günü AVM de gezerken sürekli memesini attı yollara, ben yıkadım o attı, ama görmez tarafıma gelmiş olacak ki kaybetmişiz emziği hemde yanımızdaki yedek olandı. Chicco nun emziğini kullanıyoruz biz, damaksız. Ama gel gör ki ne chicco var ne de satan mağaza gezdiğimiz yerde.
Uykuda gelince telaşlandım tabi, çaresiz girdim Migrosa, yapısı en çok benzeyen bu emziği buldum; uyurken işe yaradı ama uyanınca çok komikti; suratını buruştura buruştura emmeye çalıştı ama çok komikti hali.
Eve geldikte kavuştuk asıl emziğimize...
Bir de bunu bıraktırma derdi var, napcaz bilmem...

29 Haziran 2009 Pazartesi

Haftasonu Notları...

İlk defa eline çatal verdim hanfendinin(sanırım biraz geç kaldım), çatalı ters tutarak işe başladı, ben düzelttim o ters çevirdi; nihayetinde başaramadı ve eliyle yemeye kara verdi elmaları, yedi dediysem koparıp koparıp ağzından çıkarma işlemi, böyle şeyleri henüz yutabilme yetisine sahip değiliz ve dört gözle bekliyorum yuttuğu günleri.


Çokta asortik yani, sünnet düğününe gidecekte onu haber veriyo arkadaşına:))




Parklardan içeri girmiyor pıtırcık.



Yemek yemek yok ama süs o biçim yani.

Saçları da uzadı kızımın, bu tokaları taktıktan 1 saat sonra yine sadece üstteki fıskıyemiz kaldı geriye:))
Rüyacık hergün birşeyler öğreniyo; çirkin oluyo ama çirkin yaparken dişlerden dolayı hakkaten çirkin oluyo.
İşaret parmağını kaldırıp "seni seni" yapıyo.
Yerine koy dediğim şeyleri götürüp koyuyo.

26 Haziran 2009 Cuma

Arada olur...


Aman çok sık olmasın bu bungunluklar....

Cuma günleri genelde böyleyim ben, işyerinde en yoğun günüm olmasından dolayı ama bugün biraz daha fazla.

Evde elektrikler kesikmiş ev telefonumuz telsiz olduğu için ulaşamadım, cep telefonumuda evde unuttuğum için bakıcımızın numarası da sadece orda yazılı olduğu için ulaşamadım, kendi cebimi aradım cevaplasın diye o da yok...Ee sen ne beklersin ki bu günden daha...

Bekçinin telefonuna ulaştım komşumun aracılığıylada ulaştım eve bir şekilde.

Birşey mi vardı; yoook, olsun sabah işe gelir gelmez aramalıyım ya Rüya nasıl diye..arayamadım ya tüm günümü mahvetti bir telefonsuzluk..

Eskiden telefon mu vardı, diyenlerden olamıyorum maalesef...
Sabah radyoda dinledim; gençliğimin (daha gençken yani:)) şarkıcısı M.Jackson ölmüş.
Neden çok şaşırdım bilemedim ama çok üzüldüğümü biliyorum, konserine bile gitmiştim çok sevdiğim için. Demek çocuğuma yetişemeyecekti bu müziğin devi...

25 Haziran 2009 Perşembe

iyileşmemiş ki....

Geçen haftalarda kullandığımız antibiyotikten sonra,12.ay kontrolümüz için gittiğimiz doktorumuz tam iyileşmemiş dedi ve bir ilaç daha verdi allahtan antibiyotik değil.
Kilo konusu berbat; hastalığında etkisiyle ve en çokta çok fazla hareketli olduğu için yemek yemesi iyi olmasına rağmen düşüşlerde kilosu: 8.650 gr. boy : 72 cm. en iyisi kafa gidiyor dedi,kafamız biraz koca,zaten doğduğundan beri koca kafalı biraz Rüya:))
Eğer hem iştahsız hemde zayıf olsaydı o zaman sorun olurdu ama iştahı yerinde olduğu için korkulacak bişi yok dedi." E işte babası gibi zayıf olur " deyince benim saldırıma maruz kaldı zavallı doktorcuk, ne yani annesi niye örnek verilmiyo:)) Verdik kiloları zor bela, hıh....

24 Haziran 2009 Çarşamba

BÜYÜYORUM...

Memesini bana da ikram eder ve bazen zorla ağzıma bile sokar.


Rüya yürümeye başladığından beri, eğer oturmuşsa kalkmak için tutunacak birşey arıyordu ve öyle yürümeye devam ediyordu, dünden beri kendisi kalkıp yürümeye başladı.
Dışarı çıkmaya bayılıyor,bahçedeki bütün gül yapraklarını yoldu.
Birşey isterken "ıh" deyip eliyle de gösterir,
Birkaç gündür espri bile yapmaya başladı; suyunu gösterip "ıh" diyor, ben suyu uzatıncada koşarak kaçıyor güle güle:)))
Saklambaç oynamaya bile başladık...


23 Haziran 2009 Salı

Canım Kızım..




Adını Rüya koydum, bil diye...
Seni ne kadar beklediğimi bil diye,
Benim için tamamen rüya olduğunu bil diye,
Ömrün rüyalardaki gibi güzel olsun diye,

Rüyamı, senin gerçek yaptığını bil diye,
Hayatta en çok seni sevdiğimi bil diye,

Seni tatmadan ölmeyeceğim ya, şükürlerin yetmediğini bil diye,

Canım kızım doğum günün kutlu olsun...

Benim de bu mutluluğum kutlu olsun...

Seni Seviyorum....


22 Haziran 2009 Pazartesi

"" İYİ Kİ" Doğdun Rüya"

İşte fotolar (biraz fazla oldu ama,neyse..)
Sinderalla Ayşegülüm(ablamın kızı,ilk gözağrımız..)
Herşey tam istediğim gibi oldu.




İyi ki doğdun şarkısı söylenirken suratında sürekli bu ifade vardı minişimin.
Hiç huysuzluk yapmadı.

Assolist hanımın misafirler gelmeden uykusu geldiği için hep birlikte uyanmasını bekledik 1 saat kadar.

Hediyeler....


Bol bol yemekler....
Üzerinde 2 haftadan beri çalıştığım ve sürekli fikir değiştirdiğim mama kavonazlarımız sonunda görücüye çıktı; ilk doğduğu günün ve şimdiki halinin fotoları olan ve üzerinde "rüya 1 yaşında" yazan stickerlar, pembe sprey boyayla boyanmış kapaklar,kapakların üzerinde resimli yapıştırmalar, kurdelede yazan"Rüya Bilgin 20.06.2009", ve içinde renkli şekerler ile masada yerini aldı kavanozlar.

hava da müsade etti....

Süslemeler.....
Kurabiyeler.....








Çiçek gibiydi elbisesiyle minik kuzum...
Herşey senin için....Herşey....

19 Haziran 2009 Cuma

1 e 1 kala...

Misafirler gelmeye başladı şehir dışından, siparişlerim de gelmeye başladı teker teker...
Şu an en büyük kaygım; parti bahçede olacağı için havanın güzel olması..
Bende heyecan dorukta, Rüya mı? Hiç birşeyden habersiz doğumgünü şarkısını söyleyince alkış yapıp dans ediyor sadece:))
Eskişehirde kurdeleye yazı yazdırmak için gitmediğim yer kalmadı, en son Sagra Specialde buldum derdime çare, gelmiş kurdeleler bugün alınacak.
Eskişehirde kurabiye yapan yerde yok(hani şöle çubuklulardan), İstanbuldan kargoda yapmıyolar diye vazgeçmiştim ki internetten tesadüfen İstanbul dışına diye okuyunca atladım ve 24 saat geçmeden elime sapasağlam ulaştılar.(Fotolar doğumgünü günü yayınlanacaktır, çünkü kutuyu tekrar kapatmış bulundum).
Kavanozlara stickerlar basıldı, el işi olduğu belli oluyo zira biraz yamuk yapıştılar, Kumaşlarda alındı,
Menü oluşturuldu,
Küçük hanımın elbisesi zaten 1 hafta önceden alındı.
Ay heyecanlandım galiba...

17 Haziran 2009 Çarşamba

ilk doğumgünü hediyemiz:))

Tam işyerimin kapısından çıktım saat 15.00 gibi, kargocu seslendi;
-Elif hn.bi paketiniz var,
- Onu bekliyodum oley ver,
-İmza?
- Gidiyorum, içerde imzalat.
Nerden geldiğini biliyorum ya, hışımla yırttım poşeti, kocaman bir orman sesleri kitabı, bayıldım, ilk hediyemiz olduğu için daha bi bağlandım.
Bu hediye benim için çok değerli; hem ilk yaş günü hediyemiz hemde hiç beklemediğim anda böyle bir sürpriz kalbimin içine işledi.Sonsuz teşekkürler.

Eve gittiğimde;
- Rüyaaa 1 yaşının ilk hediyesi geldi kızım,
- Aaaa.

16 Haziran 2009 Salı

Rüya iş başında...


Tamamen yürüyünce herşey ama herşey karıştırılıyor...
















ilkokulum...çok üzgünüm...

Taş Mektep’in ölümünü izledik
Önceki akşam çıkan yangında küle dönen, birçok ünlü ismin sıralarında oturduğu tarihi Bakırköy İlköğretim Okulu’nun yanış sebebi henüz belli değil. İhmalkarlıktan yakınan mezunlar ve mahalle sakinleri "Bir süredir okulun ölümünü izliyorduk" dedi.CAHİT Sıtkı Tarancı, Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen, Neriman Köksal ve Cem Karaca’nın mezunları arasında bulunduğu, "Taş Mektep" olarak bilinen Bakırköy İlköğretim Okulu’ndan cuma akşamı dumanlar yükseldi. 1865 yılında yapılan binanın içinin ahşap olması nedeniyle itfaiyenin müdahalesine rağmen yangın kısa sürede alt katlara sıçradı. Tinercilerin çıkardığı ileri sürülen yangında bina kül oldu. Kartaltepe Mahallesi’ndeki okul depremde hasar görmüş ve 2003’te boşaltılmıştı.İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer "Şimdi tam yangın projesi oldu. Okul kullanılamayacak derecede yandı" diye konuştu.’Belki de bilerek yakıldı’Taş Mektep’te 20 yıl görev yapan emekli öğretmen Nebahat Önan, "Bu okul benim gençliğimi izledi. Ben de onun ölümünü izliyorum" dedi. Taş Mektep’in mezunlarından Sibel Kulu da şöyle dedi: "Okulla kimse ilgilenmedi. Belki de bilerek yakıldı." Yeni Mahalle Muhtarı Nihat Şahin, "Restorasyon yapılacağı söylendi. Ama bir yıldır çivi bile çakılmadı. Mahallemizde başka okul yok" dedi.

12 Haziran 2009 Cuma

Uyuyan güzel...



Ama bu kadar güzel uyuyosun madem neden akşamları uyumadan önce beni perişan ediyosun minik şekerim..

11 Haziran 2009 Perşembe

Ben de sevmem ki...


E artık yaşına girmek üzere minişim ama çok önemli bir problemimiz var;

Sütten nefret ediyor..

Devam sütlerine aylar boyu alıştırmaya çalıştım ama hep malup oldum, geçen gün aptamil 1 vereyimde bir deneyeyim dedim; Rüya içeceklere bayılıyor hele de bardaktan olursa ne olursa içiyor ve ben buna güvenip dedim kesin içer, bardağı karşıdan görünce el çırpmalar başladı tabi..

İlk yudum;

Böeöeğğ...

Yıkıldım.

Tek iğrendiği içecek süt.

Kızamıyorum çünkü bende ağzıma sürmem ama çalışmalar yılmadan devam edecek...

10 Haziran 2009 Çarşamba

10 gün kala...

Doğumgünümüze çok az kaldı..
Herkes partimiz için önerilerde bulunsun, tüm bloggerlar iş başınaaaa....

9 Haziran 2009 Salı

Ben kaçıyorum vallahi...


Sabahları işe giderken hani anlatıyoruz ya "kızım ben işe gidiyorum, geleceğim" diye. Artık ben anlatamıyorum ve ufaktan kaçıyorum, çünkü kucağımdan indirdiğim anda ağlama krizine giren kızım bu durumu anlayacak gibi değil, napim. Yol boyu vicdanım sızlıyor ama ben çok yoruldum son 2 haftadır.

Kucağıma gelmek için ağlamaması gerektiğini anlatmak için herşeyi deniyorum ama nafile; almıyorum susana kadar ama çok uzun sürüyor susması. Sinirlerim aşırı bozulmuş durumda ve saçma sapan bağırıyorum çocuğuma.

Sanırım ben beceremiyorum bu mesleği.